Y Kuşağı - Haz.: Aycan Türk
128 Kitaplar bilginin gündemine kamera-mikrofon tutmaya devam ediyor:
"Onlar Y kuşağı. Dünyada bilgisayarın yaygınlaşmaya başladığı dönemde
doğdular, Türkiye'deki kuşak televizyonda tek kanallı dönemi hayal meyal
hatırlasa da hepsi, özel radyoların açıldığı günkü heyecanı biliyor.
Berlin Duvarı'nın yıkılışına, Sovyetler'in dağılmasına, Amerika'nın
Irak'ı işgal ettiği ve televizyondan naklen yayınlanan Körfez Savaşı'na
tanık oldular çocuk yaşlarda. Kimisi hem anadolu lisesi hem üniversite
giriş sınavının iptal edildiği yıllarda sınava girdi. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın görev başındayken ölümü üzdü bu kuşağı. Türkiye'de bir
kadının başbakan olması ise heyecanlandırdı. Ekonomik belirsizlikler,
koalisyon hükümetleri, birkaç aylık ömrü olan kabineler, en ufak olaya
duyarlı ekonomi, Y kuşağının geleceğe bakışını olumsuz etkiledi.
Radyasyonlu çay, ihraç fazlası olduğu için okullarda dağıtılan fındık,
onların çocukluğunda ülkeye giren McDonald's, beslenme anılarını ve
alışkanlıklarını etkiledi."
Anarşi - Haz.: Aycan Türk
Anarşizm, (Eski Yunanca'da an "-sız, olumsuzluk eki" ve archos
"yönetici" sözcüklerinden türetilmiştir, yöneticisiz anlamına gelir)
toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini
bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal
hareketleri tanımlayan toplumsal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her
türlü otoriteyi reddetmektir.
Bu hareketler genellikle, merkezi politik yapılar, üretim araçlarının
özel mülkiyeti ve ekonomik kurumlar yerine toplumsal ilişkilere dayanan
gönüllü etkileşim ve özyönetimi savunur, özgürlük ve otonomi ile
karakterize edilen bir toplumu arzular.
Sosyoloji Sözlüğü - Haz.: Aycan Türk
Y Kuşağı belki de ansiklopedileri, sözlükleri gören son kuşak olacak.
Başlangıcından bu yana teknolojik yenilik ve gelecek kaygılarından
uzakta ilerleyen sosyoloji teorileri değişim ortası kuşaklar olan X, Y
ve Z kuşaklarını hem öngöremedi hem de kuramsallaştıramadı. Sosyoloji
hâlâ var, ama toplum artık o eski toplum değil. Gözlemesi,
değerlendirmesi bile çok zor olan yeni kuşak ve sosyal oluşumlar için Y
Kuşağı İçin Sosyoloji Sözlüğü yazar ve sosyolog Aycan Türk tarafından,
sözlüklerin de terminolojilerin de hızla değiştiği-geliştiği bir ara
dönemi anlamak için yazıldı. Sözlükten daha fazlası, bir gözlük ve hatta
yüksek çözünürlüklü bir kamera bu kitap...
Sivil İtaatsizlik - Henry David Thoureau
Sivil itaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran Henry David
Thoreau'dur. İyi bir doğacı ve çevreci olan Thoreau'nun 1849'da
yayınlanan
Sivil İtaatsizlik kitabının yankıları 20. yüzyıl
başında Gandhi'ye, ortalarında ise Martin Luther King'e ve onları
izleyen binlerce adalet yanlısına kadar uzanır. Görüşleri ile milyonları
etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından
itibaren topluma karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik
hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş
istememiştir.
Thoreau
Sivil İtaatsizlik kitabına "En iyi hükümet en az
hükmedendir," diyerek başlamış ve en büyük dileğinin, bunun daha çabuk
ve daha sistemli işlediğini görmek olduğunu belirtmiştir. Çoğunluk
hükümetinin her durumda doğruluk üzerine kurulmadığını düşünen Thoreau,
"iyi ve kötü üzerinde çoğunluğun değil yalnızca vicdanların karar
verdiği bir hükümet olmaz mı?" diye sorar. Thoreau, vicdanı dolayısıyla
insan onurunu ve bunlardan hepsinin öncesinde bireyin özerkliğini esas
almaktadır.
Duran Ufo - Candan Selman
Herkes gayet net hatırlıyor: Bundan bir ay önce internete, çok sıkı
çekilmiş bir kısa film "düşmüştü"... Gezi olaylarının zirvede olduğu bu
dönemde, hikâyesi bu olaylar öncesinde yazılmış ve çekimi planlanmış bu
kısa film Duran adıyla biraz da eylemlerin ruhuna uygun olarak
çekildiğinde internette yüz binlerin ilgisine ulaştı.
Duran UFO
filmi kafalarda çekilmeye devam etti ve o kısa film şimdi bir öykü
kitabı... Kısa süre önce Goglis ne demek adlı öykü kitabı da yayınlanan
Duran UFO yazarı Candan Selman, kitabı hakkında şunları söyledi:
"Bir film çektik. Film tuttu beni içine çekti. Yüzümü gökyüzüne
çevirdim, baktım "O" hala orada duruyor. Kentin üstünde koca bir soru
işareti...
Bir anda beliren ve durma süresi arttıkça bir tehdit olarak algılanmaya başlayan bir 'Duran UFO.'
Sonra kendime sordum; bir şehrin tepesine çökerse tanımlanamayan bir cisim, nerede durur insanoğlu?
Kiminin gözü onda, kimi unutmuş görünüyor. Dışarıda çocuklar oynuyor.
Kapının önüne bir taksi yanaşıyor. Pencerelerin birinde bir kadın çıplak
aşka yürüyor. Hava poyraza kesiyor. Tam kırk sekiz saattir orada öylece
duruyor...
Duran; zamanın ve mekânın kıyısında, üstüne yaz sıçramış bir yeşil yalan.
Siz bu yalanın neresindesiniz?"