31 Ağustos 2013 Cumartesi

PARİS'TE BAZI SOKAKLAR NAMUSSUZDUR



PARİS'TE BAZI SOKAKLAR NAMUSSUZDUR
Honoré de Balzac



Namus davasından hüküm giyen adamlar kadar şerefsiz Paris sokakları vardır; bazı sokaklar soylu, bazıları namusludur; yeni açılan kimi sokağın ahlâkı hakkında halk henüz bir fikir sahibi değildir. Bazı sokaklar katil, bazıları kocasından dul maaşı alan ihtiyar kadınlar kadar yaşlıdır; saygı gören sokaklar, her daim temiz tutulan sokaklar, pislik içinde yüzen sokaklar, işçi, çalışkan, tüccar sokaklar vardır. Yani Paris sokakları, insanoğluna özgü özellikler taşır, görünüşleri ile karşısındakinde belli izlenimler uyandırırlar. Barındırdığı kötü arkadaşlıklar yüzünden asla oturmak istemeyeceklerinizin yanı sıra tüm gün içinden çıkmak istemeyeceğiniz sokaklar vardır. Montmartre gibi bazı sokakların baş tarafı ne güzel başlar ama aynı güzellik sonuna kadar gitmez. Paix sokağı geniş ve uzundur, ama Vendôme Meydanı'nda hüküm süren görkemden nasibini almamış olacak ki, Royal Sokağı’nın insanda yarattığı soyluluk hissini veremez. Saint-Louis adasındaki sokaklarda gezinirken sizi sarmalayan karamsarlığın hesabını, oradaki evlerin ve büyük köşklerin ıssızlığına, kasvetine sormak ge-rekir. Vergi toplayıcılarının, kanını emerek cesede çevirdiği bu ada, Paris’in Venedik’i sayılır. Bourse Meydanı geveze, cıvıl cıvıl, hafif meşreptir; bir tek sabaha karşı saat ikide ay ışığı vurduğunda güzel görünür: gündüz vakti Paris’in kısa bir özetiyken, geceleri eski Yunan’daki ozanların heykelleri-ne benzer manzaraları çağrıştırır. Traversière-Saint-Honoré Sokağı, rezil bir sokak değil mi? Burada içi kötülüklerle dolu, katları arasında günahların, cinayetlerin, sefaletin barındığı karşılıklı küçük evler bulunur. Kuzeye baktığından, güneşi yılda üç dört kez görebilen bu dar sokaklar, ceza almadan öldüren katillere benzer. Adalet Bakanlığı bugün buradaki olaylara karışmıyor ama eskiden Parlamento, bu davalarla ilgilenmesi için polis müdürünü buraya çağırmış ve en azından, bir zamanlar Beauvais Rahip Meclisinin geri kafalı mensuplarına yapılana benzer birkaç tutuklama da bu sokaklardan olmuştu. Bununla birlikte Bay Benoiston de Château-neuf bu sokaklardaki ölüm oranının diğerlerine göre iki kat daha fazla olduğunu ispatlamış bulunuyor. Söyle-nenleri bir örnekle özetlersek, Fromenteau Sokağı cani olduğu kadar da batakhane değil mi? Paris dışında yaşayanlar için anlaması güç bu gözlemler, Paris’in içinde gezip tozarken, saat başı değişen zevklere ulaşmayı beceren, ilim ve fikir, şiir ve zevk adamlarıyla, Paris’i tadına doyulmaz bir canavar olarak görenlerin mutlaka kolaylıkla kavrayacağı bir durum. Canavar, şu köşede güzel bir kadın görünümünde, biraz ileride zavallı bir ihtiyar, şurada iktidara yeni geçen hükümdarın bastırdığı bozuk paralar kadar taze; karşı köşede ise, modaya uygun zarif bir kadın misali… Yani tam anlamıyla bir canavar! Evlerin tavan araları, bir çeşit bilgi ve akıl dolu kafaları; ilk katları zengin mutlu mideleri; dükkân-ları ise gerçek hayatı temsil ediyor: yani para kazanmak için çalışan satıcıları. Ah! Bu canavar ne denli hareketli bir yaşam sürüyor? Balodan dönen son arabalar da içerideki yerle-rine çekilir çekilmez, canavarın kolları yavaşça silkinerek, şehre giriş kapılarında hareketlenmeye başlar. Görünmez otuz bin kadın ile erkeğin idare ettiği tüm kapılar aralanır, ıstakozun kollarına benzer menteşeler hareketlenir; bu hattın bekçileri, içine bir mutfak, bir işlik, bir yatak, çocuk odası ve bahçe sığan iki metrekarelik alanlarda yaşarlar; yer darlığından önlerini bile göremezken etrafta olup biten her şeyi görmeleri gerekir. Yavaş yavaş eklemler kıtırdar, canavar hareketlenir, sokak dillenir. Öğlen vakti her şey canlanmıştır, bacalardan duman tüter, canavar karnını doyurur; daha sonra kükreyerek binlerce ayağını oynatmaya başlar. Güzel manzara! Ah Paris! Kim senin bu loş manzaralarına, sokak aralarına sızan gün ışığına, sessiz çıkmaz sokaklarına hayran olmaz ki!
(...)

Türkçesi: Gül Kutluğ

(Yakında çıkacak Paris, Honoré de Balzac kitabından...)

27 Ağustos 2013 Salı

Kadınların En Çok Aldattığı Burçlar


Sadece kadınların geleceği merak etmesi durumu cinsel kimlikle ilgili değildir . Tarihe bakacak olursak birçok antik ve modern bilim adamının ve tabii bilim kadınının aynı zamanda astrolog olduğunu gözleriz. Çünkü astroloji farklı ve göksel bir bakış açısıdır.
Kadınların En Çok Aldattığı Burçlar
(Tadımlık)
Kadın astrolog erkek astrolog
Astroloji sezgisi denilen şeyin cinsiyetle bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum aslında. Bilgiyi sezgiyle birleştirebilmek kişiye özel bir yetenektir. Ve beyninin iki tarafını eşit kullanan kişiler bunu rahatça başarır. Sezgi dişil yönümüze ait olduğu için kadınların kendiliğinden bu alana kaymasında şaşılacak bir durum da yoktur. Avustralyalı kadın Astrolog Bernadette Brady, The Eagle and the Lark (Kartal ve Tarlakuşu) isimli çığır açan kitabında bilgi ve sezginin daima beraber gitmesi gerektiği vurgular. Astrolojide tekniği temsil eden kartal ile sezgiyi temsil eden tarla kuşu benzetmesi bunun için vardır. Kısacası astrolog-lar harita yorumlamak ve geleceği görmek için ya çok iyi bir kartala ya da çok iyi bir tarla kuşuna ihtiyaç duyarlar. İkisini dengelemek ideal yorumu getirir. 
Kadınların gelecek merakı
Sadece kadınların geleceği merak etmesi durumu cinsel kimlikle ilgili değildir bence. Tarihe bakacak olursak birçok antik ve modern bilim adamının ve tabii bilim kadınının aynı zamanda astrolog olduğunu gözleriz. Çünkü astroloji farklı ve göksel bir bakış açısıdır. Deneysel tedavilerin yıllarca teşhis edemediği ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar, astrolojik bakışla kolayca açığa çıkabilir. Ben bunu kendi danışanlarımdan birçoğunda ciddi olarak gözlemledim. Bir tanesi yıllarca tedavi gördüğü halde ağır depresyon yaşayan bir kadındı. Haritada depresyon kaynağı olabilecek çok kötücül bir açı kalıbının varlığını gördüm ve ona küçüklüğünde yaşamış olacağı bir travmayla ilgili sorular sordum. Aslında o açı kalıbı olayın saldırı olabileceğiyle ilgili fikir ve sezgi vermişti bana. Nitekim aile içi ensest ve tecavüz vakasının varlığı ve 10 yıl boyunca psikiyatrik tedavi almasına rağmen bastırılmış bir öfke o gün açığa çıktı. Danışanım o günden bir süre sonra evlendi ve cinsellikle ilgili korkularının bir kısmının üstesinden geldi. Bu şifalandırıcı bir etkiydi. Ama tabii ki biz travma tedavi etmiyoruz, amacımız bilgi vermek ve önümüzdeki yolun engellerini ve geçmişteki kilit noktaları aydınlatmak. Atalardan aldığımız genetik mirasın tanımlanmasına kadar astroloji çok ciddi bir bilgi kaynağıdır. Sadece gelecek yorumu için kullanma eğilimi astrolojinin fal ile karıştırılmasına ve gözden düşmesine yol açıyor maalesef. Çünkü kişiler şimdiye değil daima geleceğe odaklı yaşıyor. Oysa yarını yaratan bugündür ve bugünün sıkıntısı geçmişle ilgilidir. Önce kaynağı görmek ve hayata holistik bir bakış açısıyla bakmak lazım. 
Kadınlar önceden bilmek ister
Bu insanın tembel ve kolaycı yapısına ait bir durum. Kadercilik ve hazırlop gelecek vaatleri insanın içindeki korku ve endişeyi azaltıyor, ama bu bilgi değil "atmasyon"la yapılırsa sadece altyapısız bir vaat olarak havada kalıyor. İnsan yapısı gereği hep iyi şeyler duymaya, kötüyü reddetmeye eğilimlidir. Öteki türlü yorumu yapan kişi felaket tellalı olarak adlandırılır. Ancak kehanetin genelde iyilikten çok kötülük içermesi daha kolay bir yaklaşımdır. Korku en güçlü enerjilerden biri olduğundan birini ya da bir toplumu korkuya sokup felakete yönlendirmek de çok kolaydır. Bu şekilde değil kişiyi kitleleri bile yönlendirmek mümkündür. Nitekim dünyanın şu andaki hali nasıl yönetildiğimizi gösteriyor. Ancak bilgi karanlığı aydınlatabilir, dogmalar veya kurallar değil. Ama bilginin de vicdan ve sev-giyle ve özgür iradeye müdahale edilmeden verilmesi gerekir. Astrolojinin etiği de bunu içerir. Her şey zaten önceden yazıldıy-sa biz kukladan ya da robottan başka bir şey değiliz demektir. Ancak kadersel bir planın parçası olsak bile bazı şeyleri değiş-tirmekle yükümlüyüz. Astroloji geçmiş yaşamlara, ruhun yolcu-luğuna ve atalar genetiğine ışık tutan bir bilgi olduğundan hangi şartlarla dünya üstünde olduğumuzu bilmek ve ona göre hare-ket etmek şansı bize verilmiştir. Gene de bu da kişinin ruhsal kapasitesiyle ilgilidir. Birçok astrolog arkadaşım astrolojiyi öğrenirken konuyu hatırladıklarını da söyler keza ben de bu bilgiyi hatırladığımı biliyorum mesela. Konu geleceği bilmek değil büyük planı görmek, yetenekleri zamanında kullanmak ve zamanın kalitesini değerlendirmekle ilgilidir kısaca.