24 Eylül 2013 Salı

İYİ YAZARLAR NASIL İYİ YAZARLAR?

İyi Yazarlar Neden İyi Yazarlar?
Charles Dickens, şimdi karşımda duran notta, daha önceden yaptığım ‘Barnaby Rudge’ın mekanizması araştırmasından üstü kapalı olarak şöyle bahsediyor: “Bu arada Godwin’in, ‘Caleb Williams’ının geri dönüş yapılarak yazıldığına dikkat ettiniz mi? O, önce kahramanını bir zorluklar ağının içine sokar, ikinci cildi şekillendirir ve ardından, onu önceden yaptığı şeyle ilgili hesap verecek tarzda tasarlar.”



Godwin’in eksiksiz bir yöntem biçimine sahip olduğunu düşünemem. Aslında kendisine itiraf ettiği şey, Bay Dickens’ın amacı ile tam bir uyum içinde değildir. Fakat “Caleb Williams”ın yazarı da, hiç değilse bir parça benzeşen yönteminden sağlayabileceği avantajı algılamaması imkânsız sayılacak derecede iyi bir sanatçıydı. Hiçbir şey, bütün bu olaylar dizisinden daha açık değildir; herhangi bir şeyi kaleme almaya teşebbüs etmeden önce, hikâyenin çözümü, adına yaraşır biçimde, incelikle işlenmiş olmalıdır

Burada, bir öykü inşa etmenin alışıldık tarzında, bence köklü bir hata vardır. Hikâye, ya bir tez öne sürer, - ya gündelik bir olayın önermesini sunar ya da en iyisinden yazar, anlatısının temelini yalnızca göz alıcı bir formda biçimlendirecek, bir kombinasyon sağlamaya yönelir- ki tasarım genel olarak tasvir ile doldurulur, diyalog veya yazar yorumu, gerçeğin her türlü kırılma noktası veya aksiyon, sayfa sayfa görünür kılınmalıdır.

Ben bir ‘etkiyi’ göz önünde tutarak işe başlamayı tercih ederim. Orijinaliteye uymak, daima görünürdedir- çok açık ve çok kolay elde edilebilir bir merak kaynağından vazgeçmeyi göze alan kişi kendisini aldatmış olacağı için - kendime öncelikle söylediğim şey şudur: ‘Şu anda, kalbin, zekânın veya genellikle duyarlı bir ruhun sayısız etki veya izlenimlerinden hangisini seçeceğim?’ Bir romanın seçilmiş olması, ilk ve ikincil olarak canlı bir etkidir. En iyi biçimde işlenmiş bir durumun ya da atmosferin olup olmadığını göz önünde bulundururum. - Olağan durumlar ve özgün atmosfer veya konuşmalar ya da hem durumların, hem atmosferin özgünlüğü söz konusu mudur? – Daha sonra, bu tarz olay kombinasyonları veya atmosfer, etkiyi yapılandırırken bana en iyi şekilde yardımcı olacak mı diye bakarım.

Herhangi bir dergi sayfasında, yazarın eserlerinden birini, en son noktasına varana kadar, adım adım, detaylı, yöntemli şekilde tamamlayabilmesinin ne kadar ilginç olduğunu sıklıkla düşünmüşümdür. Neden böyle bir sayfa asla yayımlanmaz, şaşkınım, fakat sanırım yazar kibri diğer bütün sebeplerden önce geliyor. Çoğu yazar, özellikle şairler, bir çeşit güzel coşku ile eser yarattıkları anlayışına sahip olmayı tercih ederler ve estetik bir sezgiyle özende ve düşüncenin bocalayan yavanlığında insanların sahnenin ardına göz atmasına kesin bir tüyler ürperticilikle izin verirler. – sadece son anda yakalanmış gerçek niyetlerde- tam görüşün olgunluğuna varamayan düşüncenin sayısız işaretinde- bütünüyle olgunlaşmış, ümitsizlikte boşa çıkmış, ele avuca sığmaz hayallerde – ihtiyatlı seçimlerde ve reddedişlerde- acı veren silintiler ve eklentilerde –bir sözcüğün içinde devinen bir kanatta- mizanseni değiştiren donanımda- dayanaklar ve iblis kovan tuzaklarda- horoz tüyünde, kırmızı boya ve siyah beneklerde- yüzün ötesindeki doksan dokuz durumda – edebiyat tarihinin özelliklerini kurarlar.

Edgar Allan Poe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder